İlâhi Adalet

Bir pişmanlığın hikayesi bu; bir çok kimse için önemli bile sayılmayacak bir pişmanlığın.Ama olsun, benim için önemli ve burada anlatmakla biraz da olsa vicdanımı rahatlatmış olacağım. Geçmişte bir gün… Bir sabah, bir ramazan bayramı arefesi. Ailece ahirete göç etmişlerimizin kabirlerini…

Terlik Sopası

İnsanoğlunun hamuru merakla yoğurulmuştur. Bazılarının hamuruna az, bazılarının hamuruna ise başlarını belaya sokacak derecede çok merak katılmıştır. Merak, öğrenmeye yardımcı bir eleman olmakla birlikte iyidir de, fazlası zarardır, durduk yere iş çıkarır insanın başına. Öyle ince bir çizgidedir ki, dengede…

Zamanın Acımasızlığı

Zaman o kadar acımasız ki, insanın onun karşısında galip gelme şansı hiç yok, hiç olmadı, hiç olmayacak. Bunu bile bile yaşıyoruz, lâkin, elden ne gelir? Zamanın acımasızlığı karşısında ne kadar aciz olduğumuzu, ramazan bayramında ziyaretine gittiğim, kendine ayrılan zamanın sonlarına…

General Sopası

Siz hiç “General Sopası” sopası yediniz mi? Ben yedim. 80’li yılların başı, benim gençliğe giriş, hatta lise yıllarımın başlarına denk gelir. Rahmetli babam ve de onun dolayısıyla annem, bir zamanlar başlayan ‘Alamanya’ furyasına ilk katılanlardan olmaları hasebiyle Almanya’da gurbet kahrı…

Kuru Üzümler ve Hüzünler

Muzaffer… Candan sevdiğim, can öğrencilerimden sadece birisi. Sevimli mi sevimli kerata. Kendini sevdirmesini de iyi biliyor ha. Hani “Şeytan tüyü var” denir ya bazıları için; sanki Muzaffer için söylenmiş. Çok da zeki, ben biliyorum. Gel gör ki, zekasını derslerinde üst…

Yemek ve Ben

Yaptığım yemeklerin resmini çeker, kızımla paylaşırım. Kızımın “Bir instagram hesabı açıp bunları bir paylaşsan var yaaa!” demesi üzerine, yemek tutkum üzerine biraz düşündüm. Gençliğimden beridir yemek yaparım ben. Yaptığım yemekler büyük beğeni alır, sevilir. Hatta emekli olunca küçük, şirin, bir…

Ben Çöplük müyüm?

Ben, Almanya’dan kaçarcasına geldiğimde, liseye devam edebilmemi sağlayan adamdır edebiyatçı Hasan Hoca’m. 80’li yılların başıydı. Evimizde kiracıydı, hemen karşımızdaki dairede. Kapı komşusuyduk yani. Eşi de öğretmendi, Sevinç abla. Ona abla derdik, çünkü gerçekten evimizin ablası gibiydi. O da edebiyatçıydı ama…