Yazar olmak zor iş.
Bu satten sonra benden yazar da olmaz zaten, onu geçtim. Ama, ‘yazan’ olabilirim en azından. Yazdığım şeyler de yazı değil de, ‘yazımsı şeyler’ olur en azından.
Haa, o yüzden de adımız ‘Yazımsı’, bilinsin.
Yıllardır kâh kara tahtaya, kâh beyaz tahtaya yazdım durdum.
Dile kolay, otuz küsür yıldır yazıyorum, öğretmenim ben.
Çocuklarıma öğrettim, yeri geldi çocuklarımdan öğrendim.
E, biraz da ‘yazan’ olsam. Az buçuk bir şeyler karalayabiliyorum, bazen. Yazar olarak değil de, yazan olarak kabul edin siz.
Bunu olsun becerebilir miyim ki? Bakacağız, en azından deneyeceğim.
En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim de, sonra okuyacaklarla(okuyucu demiyorum; yazarların okuyucuları olur; ben yazan’ım) aramızda sorun olmasın:
Sürç-ü lisan edresek affola!
Ben yazar olmaya değil, yazan olmaya talip oldum, vesselam.
Yola çıkalım bakalım, Mevlâ kerim.
Bismillah!