Bir Kahve Keyfimiz Vardı

Malumunuz olduğu üzere, Türk kahvesi tiryakilik gerektirir. Öyle başka bir şeye de benzemez tiryakiliği. Köpüğü de bir parmağım kalınlığında olacak ki, şöyle dudağınla höpürdetebilesin.

Herkes de Türk kahvesi yapamaz ha, aman diyim. Bilmeyenin elinde öyle bir acılaşır ki o güzelim kahve, öyle böyle bir acı değil, ağız da buruşturur, keyif de buruşturur, tat da kaçırır.

Kahveye dost yaraşır, dostla sohbet yakışır. O zaman o acı kahve öyle ballanır ki, sorma gitsin.

Tiryakisi olduysan kahve de Türk kahvesidir, diğerlerine pek kahve diyesi gelmez insanın. Bana göre tabii.

Efendim, nerden girdik bu konuya? Açayım.

Hayat birdenbire level atlayıp yaşamanın fiyatı da arşa çıkıncaaa… Bir gün baktım, lezzeti damağımızda iz bırakmış kahve markamızın fiyatı da geri durur mu, yaklaşık üç katı artmış. Dedim “Aman n’olacak, ben de başka ucuz bir kahve bakayım. O da kahve bu da kahve sonuçta.” Baktım da, aldım da. Eve geldim, dedi ki hanım “Yapayım şöyle birer fincan köpüklü de karşılıklı bir keyif çatalım.” Eyvallah, lafı mı olur.

Yaptı, oturduk içmeye, aldık birer yudum. İlk yudumda ağzım buruştu, yüzüm kırıştı. Baktım onun halinin de benimkinden aşağı kalır yanı yok. “N’oldu hanım?” dedim göz kırparak. Dudaklarında hafif bir tebessümle, döküldü:

“Bir kahve keyfimiz vardı, ona da olan oldu. Bu ne bu zehir gibi, bununla kahve keyfi mi olur? Yarından tezi yok, sen al yine bizim damak tadımızdan. Bir kahve batıracaksa bizi, varsın batırsın.”

Vallahi de, billahi de, tallahi de haklı. Yarını bile beklemek hata olurdu, tez elden koşturdum.

Anladım ki, bazı keyifler paraya değişilmez. Değişilirse de bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırını kırk yıl arar durursun.

Nisan 2022, Bulancak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir