Öğleden sonraki ilk dersimiz Görsel Sanatlar konumuz ise nesnelere baakarak çizim yapma. Kâğıt dağıttım, “Bu çalışmayı kâğıt üzerinde yapalım, panoya asacağım,” dedim. Herkes bir nesne seçerek çalışmaya başladı. Biraz sonra Ertuğrul geldi.
“Öğretmenim bak, çalışmamı yaptım yıldız atar mısın?”
Kalemini çizmişti, kalemin ucuna bir yıldız yaptım. Çok sevindi, yerine gitti. Biraz sonra yine geldi.
“Bu nedir Ertuğrul?”
“Matematik kitabımı yaptım.”
Kalemin yanına bir kitap yapmaya çalışmıştı. Üzerindeki yazan dikkatimi çekti:
“TaTamik Kitabı”
Güldüm.
“Ertuğrul kitabın adını yanlış yazmışsın.”
O da dikkatlice baktı, “Haaa tamam,” dedi, kağıdını aldı, yerine gitti. Az sonra yeniden geldi.
“Öğretmenim, düzelttim.”
“TaTamik Kitabı”nı “MaTamik Kitabı” yapmıştı. Çok hoşuma gitti, gülümseyerek “Ertuğrul bu da yanlış ama olsun,” dedim. Kağıdını eline aldı, yanlışını anlamaya çalışarak yerine gitti.
Öğretmenlik hayatım boyunca o kadar öğrenci kelimesi gördüm ki: nımırta(yumurta), tafük(tavuk), kalorya(karyola), buzbolabısı(buzdolabı), mantika(manto) ilk aklıma gelenler. Ama itiraf etmeliyim, TaTamik Kitabı en güzeliydi. Bunu okul grubumuzda paylaştım, behçede yanımdan geçen müdürüm gayet ciddi bir yüz ifadesiyle ortaya sordu:
“Kim bu öğrencinin öğretmeni?”
Dedim ki, “Yaşlanmış o, sen onu emekli et.”
Kahkahaya boğulduk. Bu olayı oğlumla da paylaştım, tepkisi:
“Okumaz bu çocuk, zorlamasın.”
Ertuğrul konuşurken bazı kelime ve harfleri ifade etmekte zorlanıyorsa da, en başarılı olduğu ders Matematik, ya da kendisinin tabiriyle TaTamik! Ne ironi ama.
23.10.2024, Çarşamba, Gülyalı Merkez İlkokulu, 2/A Sınıfı, Gülyalı, Ordu